Cengiz KAYA

"Benim Manevi Mirasım, İlim ve Akıldır"(Mustafa Kemal Atatürk)


Türkiye’nin yeni haberleşme uydusu TÜRKSAT 3A hizmete girdi.


TÜRKSAT AŞ’den verilen bilgiye göre, 13 Haziran’da uzaya gönderilen TÜRKSAT 3A uydusu, bütün testler başarıyla tamamlanmasının ardından 42 derece Doğu boylamındaki yörüngesine yerleşti.

Türksat 1C uydusunun tüm frekans yüklerini devralarak ticari faaliyetine başlayan TÜRKSAT 3A, yaklaşık 2 milyar insanın yaşadığı Çin’den Atlantik Okyanusu’na uzanan geniş bir coğrafyada hizmet verecek.

Türkiye’nin uydu kapasitesini yüzde 50 artıran TÜRKSAT 3A’dan, hizmette kalması beklenen 20 yıl süresince yaklaşık 1 milyar dolarlık ekonomik getiri bekleniyor.

Detaylı Bilgi İçin :http://www.turksat.com.tr/

Fiziksel açıdan bakıldığında etki=tepki prensibi düşünüldüğünde herşeyin herşey üzerinde bir etkisi mevcuttur...

Peki, bu etki incelenen durum açısından çok küçük bir öneme mi sahip yoksa gerçekten önemli mi?Yada çok küçük etkinin tanımı nedir?

Cep telefonları uzun süredir yaşamımızda, daha doğrusu GSM sistemleri (vericileri de) uzun süredir yayında....Dünyada kullanılan cep telefonu sayısı 2005 yılında 2 Milyar civarındaydı, şuanki sayının daha da arttığını söylemek zor değil...Bu kadar yayılmış bir sistemin insan sağlığına etkisi varsa (ki küçük yada büyük bir etki mutlaka mevcut) bu etkilerin ortaya çıkmaya başlayacağını sezgisel olarak öngörebilsek de etkinin ne olduğu konusunda ciddi araştırmalar yapılmaktadır...GSM sistemleri Elektromanyetik spektrumun Mikrodalga bölümünde yer almaktadır....Yukarıdaki resimde de görüleceği üzere radyodalgaları içerisinde en fazla enerji taşıyan elektromanyetik bölgeyi oluşturmaktadır.Elektromanyetik Mikrodalganın canlıya etkisi ısı şeklinde oraya çıkmatadır.Isıtma etkisinin kaynağı ise su molekülleri ile mikrodalganın rezonans oluşturmasıdır.Bu rezonans su molekülünün bağ uzunluğundan kaynaklanmaktadır.Su molekülü bağ uzunluğu ve mikrodalgaboyu birbirine yakın olduğundan elektromanyetik dalganın enerjisini maksimum oranda moleküle aktararak titreşime ve dolayısıyla ısıya neden olmaktadır.

İnsan vücudundaki su molekülü de bu durumdan bağımsız değildir!Ancak etkinin cep telefonuna yakın bölgelerde ne miktarda olduğu önemlidir.Öncelikle mikrodalganın birincil etkisi olan ISI etkisinin modellenmesi gerekmektedir.
Yukarıda, 1900 Mhz frekansında, 125 mW'lık bir güce sahip antenin insan kafasına olan etkisi görülmektedir.Normalde güneşin ısıtıcı etkisi yüzeysel bir etki oluşturmaktadır. Ancak bir mikrodalga kaynağı gücüne göre vücudun iç bölgerini etkilemektedir. Kan dolaşımı yoluyla bu ısının tolere edilebileceği düşünülebilir. Bu durumun bile ististanaları mevcuttur; Gözdeki kornea tabakasının soğutucu bir mekanizması yoktur...

Katarakt ile cep telefonları arasında bir ilişki henüz kanıtlanmamış olsa da ilişki olabileceği görülmektedir.Fareler üzerinde yapılan deneylerde;SAR değeri 100-140W/kg civarındaki bir kaynağın 2-3 saat içerisinde 41C dereceyi bulduğu gözlemlenmiş...
Yukarıdaki görüntüde, 1.1Ghz frekanslı ve 2.22mW gücündeki bir EMD'nin 50 dakika boyunca bir lense uygulandığında 39.5 C derece sıcaklığa yükseldiği gözlemlenmiş...(Kabarcıklar sıcaklık nedeniyle ortaya çıkmış...)Gözün dışında mikrodalgaların proteinleri etkileyebileceği düşünüldüğünde incelenen durumun karmaşıklığı daha da artmaktadır.

Mobil telefonların kanser etkisi yukarıdaki karmaşık mekanizmalar anlaşıldığında ortaya koyulabilecektir.Çünkü ısı etkisi iyonize edici bir bölgede olmadığından birincil etkilerin kanser oluşturma olasılığının düşük olduğu söylenebilir. Ancak ikincil etkiler için ( Protein yapısı, reseptörler, ....) aynı şeyi söylemek doğru olmayacaktır...

Ayrıca mikrodalgaların uyku üzerine etkileri de gözlemlenmiş...Çalışmalarda uyku düzeni ve kalitesini etkileyen bulgulara rastlanmış...Sonuç olarak cep telefonlarının etkisinin olduğu kesin ancak etkinin ne düzeyde olduğu o kadar da kesin değildir...

Ayrıca GSM şebekelerinin yanında kablosuz ağ standartaları da mikrodalga bölgesini kullanmaktadır...Cep telefonu kullanıcılarının yapabileceği ilk şey, deneylerde de görüldüğü gibi konuşma süresinin azaltılmasıdır...

Kulaklık kullanmakta bir önlemdir. Ancak kulaklığın kablosuz olmaması ve cep telefonu üreticisine ait olması önemlidir. (Yapılan çalışmalarda kablolu kulaklıkların kablo uzunluğunun belirli bir değerde olması durumunda, kablonun anten görevi görerek, etkiyi arttırabilmektedir.)

Cep telefonunu tasarımcının öngördüğü şekilde yani en rahat biçimde kullanmak önemlidir. Tasarımcı SAR değerlerini normal kullanıma göre hesaplmakta ve anteni bu duruma göre tasarlamaktadır.Konuşma aralarında diğer kulağıda kullanmak da bir önlem olabilir.(süre yine de uzun tutulmamalıdır...).

Yolda iken cep telefonu "Hand Over" yaparak diğer istasyonlara geçiş yapacağından telefonun
harcadığı güç artacaktır. Bu yüzden yolda kullanmak etkiyi arttıracaktır...Cep telefonu aranma ve arama durumunda en fazla gücü harcayacaktır. Bu güç toplam gücün yanında çok yüksek olmasa da aceleci olmamak yararlı olabilir.

Ayrıca cep telefonunuz elden geldikçe vücuttan uzak tutulmalıdır...Uyurken kapalı veya uzak bir konumda tutulmalıdır...Evde kullanılan kablosuz modemler elden geldikçe uzakta tutulmalıdır. (Modemi yatak odanıza koymak parlak bir fikir olmayabilir.)

Cep telefonları konusudaki zararlar ve yararların! uzun vadede çıkacağı düşünülmektedir. O yüzden elden geldikçe temkinli olmakta fayda var...Gözün dışında mikrodalgaların proteinleri etkileyebileceği düşünüldüğünde incelenen durumun karmaşıklığı daha da artmaktadır.

Mobil telefonların kanser etkisi yıkarıdaki karmaşık mekanizmalar anlaşıldığında ortaya koyulabilecektir. Çünkü ısı etkisi iyonize edici bir bölgede olmadığından birincil etkilerin kanser oluşturmadığı söyelenebilir. Ancak ikincil etkiler için ( Protein yapısı, reseptörler, ....) aynı şeyi söylemek doğru olmayacaktır...Ayrıca mikrodalgaların uyku üzerine etkileri de gözlemlenmiş...

Çalışmalarda uyku düzeni ve kalitesini etkileyen bulgulara rastlanmış...Sonuç olarak cep telefonlarının etkisinin olduğu kesin ancak etkinin ne düzeyde olduğu o kadar da kesin değildir...

Ayrıca GSM şebekelerinin yanında kablosuz ağ standartaları da mikrodalga bölgesini kullanmaktadır...Cep telefonu kullanıcılarının yapabileceği ilk şey, deneylerde de görüldüğü gibi konuşma süresinin azaltılmasıdır...

Kulaklık kullanmakta bir önlemdir. Ancak kulaklığın kablosuz olmaması ve cep telefonu üreticisine ait olması önemlidir. (Yapılan çalışmalarda kablolu kulaklıkların kablo uzunluğunun belirli bir değerde olması durumunda, kablonun anten görevi görerek, etkiyi arttırabilmektedir.)

Cep telefonunu tasarımcının öngördüğü şekilde yani en rahat biçimde kullanmak önemlidir. Tasarımcı SAR değerlerini normal kullanıma göre hesaplmakta ve anteni bu duruma göre tasarlamaktadır.

SAR değerleri üretciler tarafından duyurmaktdır. SAR değeri düşük bir telefon almakta önemli olabilir. (Amerikan Federal Haberleşme bölümünün web sitesinde de incelenebilir.)Konuşma aralarında diğer kulağıda kullanmak da bir önlem olabilir (süre yine de uzun tutulmamalıdır...)

Cep telefonları konusudaki zararlar ve yararların! uzun vadede çıkacağı düşünülmektedir. O yüzden elden geldikçe temkinli olmakta fayda var.

Kaynak : http://inosci.blogspot.com/2008/07/mobil-telefonlar-tehlikeli-mi.html

Leon Chua, 1971 yılında, memristor adını verdiği bir devre elemanıyla ilgili matematiksel bir modeli tanıtmış.

makalesinin özetinde kısaca diyor ki;

"memristor adı verilen, 2 terminalli, çalışma prensibi, akım ve akı arasındaki bağlantıyı kullanan 4. basit devre elemanı tanıtılıyor. Maxwell teoremlerinin quasi-static (çevre etmenleri değişse bile sisteminizin arka arkaya equilibrium durumuna girerek kararlılık göstermesi) açılımları kullanılarak elemanın çalışma prensibindeki bu bağlantı, elektro-manyetik alanlar şeklinde ifade ediliyor. Memristor'ların bir çok devre teorisi ile ilgili özelliği gösteriliyor. Görülüyor ki, bu eleman, direnç, kondansatör ve indüktörden farklı bir çalışma prensibi sergiliyor. Bu özellikler, sadece RLC devreler kullanılarak yapılamayacak bir çok sistemin gerçeklenmesini mümkün kılıyor. Sistem içinden güç almayan fiziksel bir memristor elemanı hala oluşturulamamasına rağmen, aktif devrelerin yardımıyla, çalışan laboratuvar modelleri üretildi. Memristor'ların olası uygulanma alanları ve özelliklerini göstermek amacıyla bu deneylerin sonuçları sunulmaktadır."

ve 37 yıl sonra, hp laboratuvarlarındaki araştırmacılar, fiziksel olarak gerçeklenebilir ilk memristor'ı ürettiler..

17 memristor sıralanmasıyla oluşturulan bir "array".. her bir memristor 50 nm yani 150 atom kalınlığında

peki ne anlama geliyor böyle bir elemanın keşfedilmesi? şöyle ki;

memristor'ın çalışma prensibi dolayısıyla, bir yönde akım verildiğinde direncini artırıyor, ters yönde akım verildikçe düşürmeye başlıyor.. öncelikle bu nedenle diğer elemanlardan ayrılıyor.. sadece iki tane hali var bu nedenle, "on" ve de "off"

ayrıca, en önemlisi, non-volatile bir bellek elemanı.. yani sistemin gücü kesilse bile üzerindeki bilgileri saklayabiliyor.. en basitinden, eğer bu elemanların yapımı yaygınlaşırsa, flash bellek, dram, ve hatta bilgisayarımızdaki harddisk'e bile gerek kalmayacak..

memristor'ın çalışma prensibi, üstüne serilen titanyum dioksit katmanındaki yaklaşık %1'lik oksijen eksikliğinden oluşan boşlukları doldurup boşaltarak direnç farkı yaratmak

kısacası, işin teorik çalışmasını bir kenara bırakırsak, eğer bu devre elemanı popüler olur ve günlük hayatımıza girerse devre teorisi baştan yazılacak demektir.. elektroniğe giriş kitaplarımıza yeni bölümler, yeni devre tasarımları eklenecek, analog mühendisinin öğrenmesi gereken daha çok şey olacak demektir..

Kaynak : Bildirgec.com

Merhabalar

Aslına bakarsanız msn'deki bu tehlike uzun zamandır devam etmekteydi.Fakat her gecen gün yeni tehlikeler ile karşımıza çıkarak msn başımızın belası olmaya devam etmekte.Çok dikkatli olmamızda fayda var.

Önlemler :

1.Farklı adreslerden gelen mailleri kişi listenize eklemeyi kabul etmeyin.

2.Gelen linkleri msn penceresinden kesinlikle tıklamayın.(En güvendiğiniz kişi ise açmanız gerekiyorsa ilgili linkleri kopyalayıp farklı browserlarda açabilirsiniz.Örneğin Opera yazlımını kullnamanızı tavsiye edebilirim.İndirmek İçin: http://www.opera.com/download/
3.En basit yöntem MSN aracılığı ile gönderilen “bu resim senin mi? metinleri tıklamayın.

4.İşletim sisteminin kritik güncelleme paketleri yüklenmeli.(Herşeyi yüklemenize gerek yok.Orta konfigürasyondaki makinalar bile bu paketler sayesinde bazen yavaşlamakta.

5.İyi bir Antivirüs yazılımına ihtiyacınız var.(Kaspersky olabilir ve tüm güncellemeleri yapılmalı.)

Farklı bir haber daha :

MSN'den yeni kabus
Üstelik Rus kaynaklı... Türkiye'de binlerce kişi zarar görecek...

20.07.2008 12:36
Rus kaynaklı olduğu tahmin edilen yeni bir internet vurgunu başlatıldı. Msn aracılığıyla gönderilen trojen kabusunuz olmasın!

Türkiye Bileşim Güvenliği Derneği Genel Başkan Faruk Kekevli internet kullanıcılarını uyardı. Rus kaynaklı olduğu tahmin edilen yeni bir internet vurgunu başlatıldı.

MSN aracılığı ile gönderilen “bu resim senin mi?
www.designportal.com/resimleri.php?id=murat???@hotmail.com" isimli mesaj yeni bir internet soygunu anlamına geliyor.

Faruk Kekevi 'hayalet mesaj'la ilgili şu açıklamayı yaptı; "Mesaj tıklanınca bilgisayarınıza gizli bir “keylogger” isimli hayalet program yüklemiş oluyor. Sizin hiçbir şeyinizden haberiniz olmadan bilgisayarınız üzerinizden her bir klavyeye dokunuşun hareketleri bu internet dolandırıcılarına geçiyor.

Virüslerden daha tehlikeli bu ‘’trojen’’ler için internet kullanıcılarının daha dikkatli olmasını istiyoruz."

İnternet üzerinden yaptığınız tüm banka işlemleri ve şifreleri bu program sayesinde programın yönlendirdiği kişiye gidiyor. Bu link yüzünden Türkiye’de binlerce kişinin zarar göreceği belirtiliyor.Bu organizasyon virüslerden daha tehlikeli ve bilgisayardan ancak başka bir program kullanılarak çıkartılabiliyor.

Kaynak: Haberturk.com


Yazın en güzel meteor yağmuru olarak bilinen Perseid meteor yağmuru Ağustos’un ikinci haftası boyunca görülecek.



Bu sene, Perseid meteor yağmurunun en iyi gözlemleneceği zamanın Ağustos’un ikinci haftasında olması bekleniyor. 3-15 Ağustos arasında birçok küçük yıldız kayması görülecek. Ancak en iyi gözlem tarihi saatte 50 ila 100 arası meteor çarpması gerçekleşeceği Ağustos’un 11’i ile 12’si geceleri olacak.


Saniyede 11 ila 72 km. hızla çarpan göktaşlarının enerjileri ısıya ve ışığa dönüşüyor. Bu da halk arasında ‘yıldız kayması’ olarak bilinen olayı meydana getiriyor. Uzmanlar, sabaha karşı saatlerde, açık bir havada daha iyi gözlem yapılacağını ve çıplak gözle seyretmenin mümkün olduğunu söylüyor.

ŞİMDİDEN BAŞLADI

17 Temmuz’da başlayan Perseid meteor yağmuru, dolunaya denk gelmesi sebebiyle saatte sadece birkaç tane görülebiliyor. Ağustos’un ikinci haftası bu sayı artacak ve muhteşem bir şova dönüşecek.

TEMMUZ VE AĞUSTOS’TA 10 METEOR YAĞMURU

Perseid dışında da Temmuz ve Ağustos aylarında en az 10 tane meteor yağmuru var. Bunların saatteki hızı daha düşük olsa da, daha farklı özellikleri var. 28 Temmuz’da en iyi gözlemlenebilen ‘Kova Takımyıldızı’(Southern Delta Aquarids) sönük ve orta hızda meteorlar, 30 Temmuz’dan sonraki birkaç gecede maksimuma ulaşan ‘Oğlak Takımyıldızı’ (Alpha Capricornids) ise yavaş ve parlak meteorlar, 17 Ağustos’ta ise ‘Kappa Takımyıldızı’ (Kappa Cygnids) yavaş ve bazen parlak meteorları gözlemleme imkanı veriyor.


Kaynak : ntvmsnbc.com


Bilkent Üniversitesi geleceğin Bilgisayar teknolojisi olarak öngörülen nanooptik devreler geliştiriyor.


Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve NANOTAM Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, projenin Türkiye ayağının yürütücüsü olarak görev alıyor.

Günümüzde kullanılan bilgisayarlardaki işlemci teknolojisinin silikon malzemesine dayandığını anımsatan Özbay, "Şimdiye kadar transistörlerin boyutlarının küçülmesi sayesinde her 2 yılda bir, bilgisayarlar 2 kat hızlanabiliyordu. Ama silikon temelli bu teknoloji ile 10 yıl sonra bir hız sınırına ulaşacağız ve silikon temelli bilgisayarları daha hızlı yapamayacağız" dedi.

Bu nedenlerle silikon teknolojisinin yerini alacak yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve yeni nesil işlemcilerin üretilmesi gerektiğini vurgulayan Özbay, projedeki temel amaçlarının geleceğin süper bilgisayarlarının yapıtaşlarının nanoteknoloji ile üretilmesi olduğunu söyledi.

Özbay, şöyle devam etti: "Kuantum bilgisayarlar klasik akrabalarından farklı olarak, mikroskopik dünyaya hükmeden kuantum yasalarına dayalı olarak çalışıyorlar. Çalışma mekanizmasındaki bu değişikliğin sonucunda kuantum bilgisayarların günümüzdeki süper bilgisayarların yanına bile yaklaşamadığı bir takım zor problemleri çok kolay çözebilecek performansa sahip olacak. Günümüz teknolojisinin 10 yıl sonra teknolojik ömrünü doldurması ile yeni nesil nanoteknoloji temelli kuantum bilgisayarların günlük kullanıma girmesi hedefleniyor. Bu araştırmalar sonucunda ortaya çıkan yeni teknolojik buluşlar ile gelecek nesil bilgisayarlara Türkiye'nin imzasını atacağız."

Çalışmalara katılan Dr. Bulu ise Türkiye'de yapılan nanoteknoloji çalışmalarının tüm dünyada ilgi ile takip edildiğini belirterek, projeyle ilgili "Harvard-Bilkent ortak tasarımı ile Bilkent'te üretilen nanotel ve nanoLED'lerin kuantum optik özelliklerini Harvard'daki nanooptik merkezinde test edeceklerini ifade etti. Bulu, "Amacımız tek foton ile çalışan ve kuantum seviyesinde sayısal işlemler yapabilen nanodevreler geliştirmek. Bu nanodevreler ise kuantum bilgisayarlarının yapımında kullanılacak" diye konuştu.

Kaynak : Fazlamesai.net


Turkcell, Vestel ve HP işbirliği ile dizüstü bilgisyarlara SIM ve 3G desteği geliyor...

Bu destek ile Dizüstü bilgisayardan SIM kartınızı takarak internete yüksek hızlı bağlantı kurulabilecek.

WiMAX teknolojilerinin dünyada aktif şekilde kullanılmaya başladığı bir dönemde (Örn: Hollanda / Amsterdam) geçiş çözümü olarak görüldüğü açık...

Dizüstü bilgisayara bu destek yerine 3G desteği veren bir cep telefonunu Dizüstüne bağlamak şimdilik daha iyi bir çözüm gibi görünüyor.

Çünkü Dizüstülere WiMAX desteği geliyor!


Yüksek Sadakat, Türk rock müzik grubu.

Grup elemanları

Albümleri

  • 2006 Yüksek Sadakat
  1. İhtimaller Denizi
  2. Pervane
  3. Kafile
  4. Döneceksin Diye Söz Ver
  5. Denizaltı
  6. Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer
  7. Aklımın İplerini Saldım
  8. Hüzün
  9. Yine de...
  10. İkarus
  • 2008 Katil&Maktül
  1. Aşk Durdukça
  2. Ben Seni Arayamam
  3. Hiç Bir Şey Yerini Tutamaz
  4. Haydi Gel İçelim
  5. Babamın Evinde
  6. Savaşçının Yolu
  7. Kara Göründü
  8. Yavaş
  9. Katil&Maktül
  10. İçimde Yağmur

Kaynak

RockMerkezi

Dış Bağlantılar

01. Aşk Durdukça
02. Ben Seni Arayamam
03. Hiç Bir Şey Yerini Tutmaz
04. Haydi Gel İçelim
05. Babamın Evinde
06. Savaşcının Yolu
07. Kara Göründü
08. Yavaş
09. Katil&Maktül
10. İçimde Yağmur


Barış Akarsu (d. 29 Haziran 1979, Zonguldak – ö. 4 Temmuz 2007, Bodrum), rock müzik şarkıcısı, TV oyuncusu.

İlk, orta ve lise öğrenimini Amasra'da tamamladı. Lise öğrenimini sürdürürken Amasra Yelken Kulübü'nde profesyonel olarak yelken sporu ile ilgilenmeye başladı. Müziğe ilgisi küçük yaşlarda başladı. İlkokuldayken elinde blok flüt sokaklarda dolaştığını söyler. Ama müzikle asıl tanışması Amasra'ya gelen müzisyenlerden etkilenerek çalmayı öğrendiği klavye, gitar ve mızıka ile olmuştur. Barış Akarsu , o dönemlerde dinlemeye başladığı 1970 ve 1980'lerin rock, hard rock ve heavy metal grup ve sanatçılarından etkilendi. Antalya'da animatör ve müzisyen olarak çalıştı. Ankara'da garsonluk, barmenlik ve müzisyenlik yaptı. Daha sonra Karadeniz Ereğlisi'ne gelerek dört yıl boyunca çeşitli barlarda, yerel televizyon ve radyolarda programlar yaptı. Bu dönemde ATV kanalında yayınlanan Akademi Türkiye yarışmasına katıldı ve 2004 Temmuz ayında yarışmayı birinci olarak tamamladı. Yarışmadan hemen sonra İstanbul'a yerleşti ve müzik çalışmalarına burada devam etti. Yarışmanın sonuçlanmasından ilk albümünü çıkarmasına kadar geçen sürede Türkiye'nin değişik yerlerinde sayısı 200'ü geçen konserler verdi.

14 Ocak 2005'te Seyhan Müzik'ten Serdar Öztop'un yapımcılığı ile ilk albümü Islak Islakı piyasaya çıkardı. Bu albümden aynı yıl içerisinde "Islak Islak", "Kimdir O","Amasra" ve "Mavi" parçalarına klip çekti. 3 Ağustos 2006'da ikinci albümü olan Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gereki piyasaya çıkardı.10 yeni ve 1 coverden oluşan albümde söz ve bestesi Akarsu'ya ait "Yeter Be" ve "Ben" adlı iki eserde bulunmaktadır. İkinci albümden; "Vurdum En Dibe Kadar" ve "Yaz Demedim" parçalarına klip çekildi 2006 yılında Star kanalında yayımlanmaya başlanan Yalancı Yarim dizisinde başrollerden birini üstlendi. Bu dizinin ardından sevenleri tarafından "Alfonso Tarık" olarak anılmaya başlandı.

Barış Akarsu , yirmi sekizinci doğum günü olan 29 Haziran 2007 Cuma akşamı saat 22:30 civarında, Muğla ilinin Bodrum ilçesine 5 kilometre mesafede olan Torba Kavşağı'nda bir trafik kazası geçirdi. Otomobilde bulunan Zeynep Koçak (24) ve Nalan Kahraman (37) olay yerinde öldü. Barış Akarsu hastaneye kalbi durmuş olarak getirilmiş ve acil serviste kalbi yeniden çalıştırılmıştır. [1] Özel Bodrum Hastanesi'ne kaldırılan Barış Akarsu ise, beş günlük yoğun bakımın ardından 4 Temmuz 2007 Çarşamba günü saat 20:10 sularında hayatını kaybetti ancak ölümü 23:10 da açıklandı. Özel Bodrum Hastanesi önünde yoğun bakımda kaldığı sürece sevenleri nöbet tutmuş ve iyileşeceğini ümit etmiştir. 20:10 sularında kalbi durduktan sonra tekrar çalıştırılmaya çalışıldığı söylenmiştir. Ölümünden sonra Yalancı Yarim dizisi ve yeni hazırladığı albüm yarım kalmış, albümü ölümünden sonra tamamlanmıştır. Ancak dizinin çekimleri durdurulmuştur. Genç yaşta hayata veda eden Akarsu , Amasra'da toprağa verilmiştir. [2] Merhum sanatçının heykeli, Tankut Öktem tarafından yapılmaktaydı. 3 metre olacak olan bu heykeli Öktem'im vefat etmesinden dolayı yardımcıları tamamlamıştır.Başarıyla tamamlanan heykel,Akarsu'nun doğum günü olan 29 Haziran günü Amasra'ya dikilecektir.

Barış Akarsu - Ayrılık Zamansız Gelir

1. Resimdeki Gözyaşları
Söz & Müzik: M. Ergin Soyarslan
2. Unutamadım
Söz & Müzik: Barış Manço
3. Her Şeyi Yak
Söz: Sezen Aksu Müzik: M. Mikroutsikos
4. Rüzgar
Söz & Müzik: İlhan Şeşen
5. Bir Sevmek Bin Defa Ölmekmiş
Söz & Müzik: Ferudun Hürel
6. Sevdim Seni Bir Kere
Söz & Müzik: Özdemir Erdoğan
7. Yeter Ki
Söz & Müzik: Fikret Kızılok
8. Allahım Güç Ver Bana
Söz & Müzik: Barış Manço
9. Olmadı Yar
Söz: Nilüfer Yumlu Müzik: M. Nikorlaos Karvelas
10. Hasretler Ayrılıkla Başlar
Söz & Müzik: Serhat Kelleözü
11. Hatıralar
Söz & Müzik: Mirkelam
12. Ben (Tek Başıma Şiir)
Söz & Müzik: Barış Akarsu Şiir: Hatice Akarsu


Seksendört rock müzik grubudur. Grup tamamı Ankaralı 4 kişiden oluşmaktadır.


Seksendört


  1. Intro
  2. Sesimi Duymuyor Musun?*
  3. Kaçalım Mı
  4. Ölürüm Hasretinle*
  5. Affet*
  6. Belki Bir Gün
  7. Sabah Olsun
  8. Neyin Var
  9. Soldum Yine
  10. Şimdi Git
  11. Son Mektup*

K.G.B

  1. Olmuyor
  2. Belki
  3. K.G.B*
  4. Azap
  5. Miyim?
  6. Gecelik Aşk
  7. Kara Gözlüm
  8. Ses Tiryakisi
  9. Yüzün Var mı?
  10. Rol Yapma
  11. Dort Duvar

Birlikte Çaldıkları Gruplar ve Sanatçılar


Web Sayfaları:



Son veriler, Mars üzerinde ilkel yaşam formları gelişmesine uygun koşulların oluşabileceğine dair umutları artırdı. Ancak Mars'ta henüz canlı varlıkların temel yapı maddesi olan "organik karbon" izine rastlanmadı. Mars toprağı, magnezyum, sodyum, potasyum ve klor içeriyor. Bilim adamları, Kızıl Gezegen’deki toprağın "zehirli" olduğu yolunda bir veri bulunmadığını vurguluyor. Bu arada Anka Kuşu, Mars'tan ilginç haberler gönderiyor. Phoneix uzay aracından gelen bulgulara göre, Mars'ın toprağı, fasulye, şalgam ve kuşkonmaz yetiştirmeye çok uygun.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Google
 

Blog Arşivi

Creative Commons License
Blogspot