GENÇLERE MEKTUBUM
Türkiye’nin her konuda ve her alanda genç liderlere ihtiyacı var. Aşağıdaki mektubu çalıştıkları konularda lider olmak isteyen tüm gençlerimize hitaben yazıyorum:
Sevgili Gençler,
SEVGİLİ GENÇ ARKADAŞIM,
On binlerce yıllık tarihe beşiklik eden bir ülkenin insanlarıyız. Çok sayıda medeniyetin ve kültürün damgasını vurduğu, insanlık tarihinin birikimlerinin toplandığı bir ülke ve bölgede yaşıyoruz.
Kavimler kapısı olarak insanlığın toplam birikimlerine paha biçilmez katkılar yapmış bu bölgenin, bu ülkenin insanlarında, son yıllarda kendine güvensizlik ve karamsarlığın hakim olduğunu gözlemliyoruz. Başta siz gençler olmak üzere, bütün toplumun bu ruh halinden kurtulması gerektiğini düşünüyorum.
Son yıllarda bireycilik ve ‘köşeyi dönme’ hırsı; yaşadığımız ülkeye, topluma, mahalleye karşı duyarsız davranmamıza neden oldu. Genel geçer bir davranış modeli olarak topluma dayatılan bu yeni değer yargılarını sorgulamamız ve bazı tozlanmış, üstü örtülüp karartılmaya çalışılan değerlerimizi açığa çıkarmak görevi siz gençlerin omuzlarında duruyor.
Arkadaş,Kendimizi geliştirmeyi ve kendimize sürekli değer katmayı esas almalıyız. Okumayı, araştırmayı, yenilikleri takip etmeyi hayatımızın temel unsurlarından biri haline getirmeliyiz.
Sadece mesleki bilgi birikimimizi ve uzmanlığımızı geliştirmek için değil; çok yönlü ve geniş düşünme yetisine sahip olmak için de okumalı, yenilikçi ve yaratıcı olmalıyız. Okuyarak ve inceleme yaparak başka ülkelerin, başka toplumların, başka insanların birikimlerini öğrenebilir, analiz yapma yeteneğimizi geliştirebiliriz. Başarılı bir yönetici, çok yönlü okuma alışkanlığını bir davranış modeli haline getirebilen kişidir.
İş yaşamının sığ derinliklerinde kaybolmamalıyız. Sosyal yaşama ve sosyal yaşamın kurumlarına apartmanınızdan, sokağınızdan, okulunuzdan, iş yerinizden başlayarak katılın. Bu, sizin yaşama bakışınıza derinlik kazandıracak, çok yönlü ve toplumun içinden düşünmenizi sağlayacaktır.
Hep ‘daha iyisi nasıl yapılabilir’in peşinde olmalıyız. Günümüzde yeniliklere açık, mesleğindeki ya da sektöründeki gelişmeleri evrensel bazda izleyen bireyler ve kurumlar başarılı oluyorlar. Gündelik sorunlar içinde kaybolmuş ne yönetimlerin ne de bireylerin başarılı olmaları mümkün değildir. Yeniliklere gözünü dikip sürekli araştıran ve bulunduğu süreçleri sorgulayan bireyler, tarihin hızla devinen ileri yürüyüşüne ayak uydurabilirler.
Ölçülebilir, ulaşılması zor, ama mümkün hedefler belirleyerek çalışmak, yaşamak, gerek kişisel dünyamız, gerekse çalıştığımız kurum açısından çok önemlidir. Aksi bir çalışma tarzı her türlü hayat belirtisinin ortadan kalkmasına ve iş yaşamında bürokrasinin doğmasına yol açar.
Öyle sanıyorum ki, katılım ve paylaşımı temel alan bir ekip çalışmasının, üstesinden gelemeyeceği bir zorluk ve aşamayacağı bir engel yoktur. Her yerde farklı fikirleri teşvik etmeli, insanların kendilerini rahatça ifade edebilecekleri karar alma süreçleri yaratmalı ve nihai kararların içselleştirilmesini sağlayan bir çalışma tarzı benimsemeliyiz.
İnsanların tarih bilincine ulaşmaları, kendi toplumlarını keşfetmeleri, bu çabalarını evrensel ileri atılımlarla birleştirmeleri içinde bulundukları kurumların sürekliliğinin teminatı olacaktır. Dinamik, yaratıcı, dürüst, çalışkan, insana değer veren davranış kalıplarını öne çıkardığınızda başarıya koşacaksınız. O zaman yurdunu seven, evrensel değerlere bağlı ve içinde bulunduğu topluma değer katan bireyler olarak anılacaksınız.Sevgilerimle.