Anadolu Ateşi Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, “Truva’nın Anadolu halkına, Türk halkına ait bir efsane olduğunu anlatmak, buralı bir hikayeyi içeriğine en yakın şekilde yorumlayıp tüm dünyaya anlatmak istiyoruz” dedi.
ÇANAKKALE - “Troya”gösterisi için sahne çalışması yapmak üzere Truva Antik Kenti’ne gelen Mustafa Erdoğan, Homeros’un İlyada destanında yer alan şiirdeki hikayeden esinlenerek 7 yıl önce yazdığı, 2 bölümden oluşan 90 dakikalık “Troya” gösterisi için 3 yıldır prova yapıldığını belirtti.
Sahneye taşıdıkları gösterinin sanatsal bir yorum olduğunu ifade eden Erdoğan, “Dans gösterisinin bilimsel doğrularla desteklenmesi için 120 kişilik dans grubu içinde daha önce Truva’yı görmeyen yaklaşık 35 kişiyle Truva Antik Kenti’ne geldik. Buranın enerjisini almak için sahne çalışmalarını Truva’da gerçekleştirdik” dedi.
Eserin sadece estetik kaygılarla yazılmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Truva’nın Anadolu halkına, Türkiye halkına ait bir efsane olduğunu öne sürüyoruz. Dünyadaki bütün Truva yorumları, bu düşüncenin karşı taraftan bakılarak yazıldı. Biz buradan, üzerine bastığımız topraklardan hareketle buralı bir hikayeyi içeriğine en yakın şekilde yorumlayıp tüm dünyaya anlatmak istiyoruz.”
Gelecek ay önce İstanbul’da, daha sonra diğer illerde, 1 yıl sonra tüm dünyada sahnelenecek eseri 2 bölüm halinde yazdığını anlatan Erdoğan, ilkinin kapalı salon gösterisi olduğunu, ikincisinin ise gerçek atların kullanılacağı Truva gösterisi olacağını, ancak bunun şimdilik düşünce aşamasında olduğunu bildirdi.
“GÖSTERİ, ANADOLU DAYANIŞMASINI ÖNE ÇIKARACAK”
Gösteride, efsanede yer alan Helen, Hektor, Paris gibi karakterlerin olduğuna, ancak gösterinin Helen aşkına yoğunlaşmadığına işaret eden Erdoğan,”Biz işin daha çok barışı hedefleyen Anadolu dayanışmasını öne çıkarıyoruz. O birliktelik kültürünü biraz daha öne aldık” diye konuştu.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Gösteri Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Rüstem Aslan da dansı sahneleyecek Anadolu Ateşi grubuna Truva’nın arkeolojik verileriyle mitolojik verilerinin kesiştiği yeri gösterdiğini ifade etti.
Doç Dr. Aslan, “Truva’nın özelliklerini, İlyada’ya etkilerini, Truva’nın güncelleştirilmesiyle ilgili bilgileri ve bilimsel birikimlerimi ekibe aktarıp doğru, etkileyici bir projeye katkıda bulunmak istiyorum” dedi.
İLYADA DESTANI
İlyada, Truva Kenti’nin destanını anlatır. Truva kenti, Çanakkale Boğazı’nın beri yakasında bugünkü adıyla Hisarlık Tepesi’ne kurulu zengin bir kentti.
Yurtları Anadolu’da bulunan Truvalılarla Yunanistan’dan gelen Akhalar topluluğunun savaşıdır bu büyük destan.
Akhalar Topluluğu Yunanistan’ın çeşitli bölge krallarından oluşmuş bir ordudur. Her kral, kendi gemileri ve adamlarıyla yola çıkmıştır ve bu ordular, krallar kralı Agamemnon’un yönetiminde örgütlü bir birleşiktirler. İlyada, Truvalıların yenilgisinin destanıdır. İlyada destanı, 24 bölümden ve 16 bini aşkın dizeden oluşur. Truva Savaşı’nın 9. yılında 51 günlük süreyi kapsar.