plus.google.com adresinden erişilebilen yeni Google hizmeti, an itibariyle sınırlı sayıda kullanıcıya hitap ediyor. Yoğunluktan dolayı ise şu an davetiye sistemi kapatılmış durumda. Yine de aynı sayfadan kayıt için adınızı listeye ekleyebilirsiniz.
plus.google.com adresinden erişilebilen yeni Google hizmeti, an itibariyle sınırlı sayıda kullanıcıya hitap ediyor. Yoğunluktan dolayı ise şu an davetiye sistemi kapatılmış durumda. Yine de aynı sayfadan kayıt için adınızı listeye ekleyebilirsiniz.
Bilim Merkezi'nin Konya Organize Sanayi Bölgesi'nde 99 bin 347 metrekarelik bir alanda, ana bina, gözlemevi ve planetaryumdan oluşan toplam 26 bin 248 metrekarelik bir alana inşa edileceğini kaydeden Akyürek, resmi temel atma töreninin Eylül ayında gerçekleştirileceğini açıkladı.
Bilim Merkezi için şirket kurduklarını ve Bakanlar Kurulu'ndan onay aldıklarını açıklayan Akyürek, ''Şirkete Konya Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Konya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, Konya İl Özel İdaresi ortak oldu. Bilim Merkezi Şirketi'ni hep birlikte yöneteceğiz. Konya'da farklı bir yönetim usulü geliştireceğiz'' diye konuştu.
Konya'nın, Türkiye'de ilk olan Bilim Merkezi açısından cazibe merkezi haline geleceğini söyleyen Akyürek, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin ilk Bilim Merkezi, Konya'da Mevlana Türbesi'nden sonra ikinci cazibe merkezi olacak. Bilim Merkezi, Konya'nın geçmişteki bilim, kültür ve sanat merkezi olması vasfına yakışmış oluyor. Vizyonumuz; Konya'yı geçmişteki gibi bu alanda da başarılı ve görkemli bir geleceğe hazırlamak. Bilim Merkezi de buna vesile olacak. Böyle büyük bir yatırıma imza atmaktan da mutluluk duyuyoruz.''
Bilim Merkezi'nin öncelikle her yaştan öğrenciler ile öğretmenlere hitap edeceğini ifade eden Akyürek, ''Konya Bilim Merkezi, araştırmacı, yenilikçi ve özgüven sahibi bireylerin yetiştiği bilgi toplumunun oluşmasına katkıda bulunacak'' dedi.
Bilim Merkezi'nin Konya'ya kazandırılmasında kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri arasındaki işbirliğinin etkin rol oynadığını da aktaran Akyürek, emeği geçenlere teşekkür etti.
Alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemlerinin radarlar, atış kontrol sistemleri, komuta kontrol sistemleri ve haberleşme sistemleri gibi yer sistemlerinin tümü, ana yüklenici ASELSAN tarafından geliştirilecek. Projelerde ROKETSAN füzeden sorumlu alt yüklenici olarak görev alacak. Füzelerde kullanılacak arayıcı başlıklar ve veri linkleri de ASELSAN tarafından geliştirilecek.
ASELSAN tarafından geliştirilecek alçak ve orta irtifa hava savunma füze sistemleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri güncel teknolojiye ve yüksek etkinliğe sahip hava savunma sistemlerine sahip olacak, aynı zamanda sistemlerin yurt içinde geliştirilmesi ve üretilmesi sayesinde hem maliyetlerde tasarruf sağlanacak hem de kaynakların yurt içinde kalması sağlanacak. Böylece Türk savunma sanayiinin ulaştığı teknolojik düzey daha ileriye taşınacak ve TSK’nın ihtiyaçlarının yurtiçi olanaklarla karşılanma düzeyi artacak.
ASELSAN, 20 yıl önce Stinger füzesinin ortak üretim programı ile başladığı, daha sonra Kaideye Monteli Stinger (KMS) Sistemi projesi ile devam ettiği hava savunma alanındaki faaliyetlerini, geçtiğimiz yıllarda Hava Savunma Erken İkaz ve Komuta Kontrol Sistemi’ni (HERİKKS) ve KALKAN Hava Savunma Radarını geliştirerek sürdürdü.
ASELSAN halen SSM ile imzalamış olduğu sözleşmeler kapsamında TSK için 35 mm’lik Kundağı Motorlu Hava Savunma Topu ve Ateş İdare Cihazını geliştiriyor; ayrıca, TSK envanterinde mevcut 35 mm’lik Çekili Hava Savunma Toplarını modernize ediyor.
ÜNİVERSİTE VE KOBİ'LER AKTİF OLARAK YER ALACAK
Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliğinden yapılan açıklamaya göre, Savunma Sanayii İcra Komitesi'nin 15 Haziran 2010 tarihinde yaptığı toplantıda alınan karar uyarınca yürütülen müzakereler neticesinde, Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı doğrultusunda başlatılan alçak ve orta irtifa hava savunma sistemleri kapsamında hazırlanan sözleşme imzalandı.
Hava savunma projeleri, füze kısmı ROKETSAN alt yükleniciliğinde olmak üzere, yurt içi geliştirme yoluyla gerçekleştirilecek.
Proje çalışmalarına üniversiteler, araştırma kuruluşları ve KOBİ sanayi kuruluşlarının aktif katılımı da planlanıyor.
Açıklamada, ''Böylelikle Türk Silahlı Kuvvetleri son teknolojiye ve yüksek etkinliğe sahip milli hava savunma sistemlerine sahip olurken, güdümlü füzelerde sanayimizin ulaştığı teknolojik yenilik ileri bir aşamaya taşınmış olacaktır'' denildi.
İlk büyük eylemlerini aylar önce Wikileaks'e yönelik ambargo uygulayan Paypal, Visa ve Mastercard gibi online ödeme ve kredi kartı firmalarına karşı gerçekleştiren grup üyeleri, dün kendilerine ait internet sitesinde Türkiye'yi hedef alan bir mesaj yayınladı.
Türkiye'de internet kullanıcılarının ''filtre'' uygulaması ile sansüre uğrayacağını savunulan mesajda ''operationturkey'' (Türkiye Operasyonu) adıyla ''siber savaş'' ilan edilirken, öncelikle ''sansür'' uygulayan kurumlara karşı harekete geçileceği açıklandı.
Sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenen grup üyeleri, ''IRC'' isimli anlık mesajlaşma kanallarında siber saldırının hedefi ve zamanlaması konusunda bilgiler aktararak, uygulanacak olan yöntem ve stratejiler hakkında çeşitli bilgiler verdi.
Türkiye'den de bazı internet kullanıcılarının destek verdiği grup üyeleri, bu mesajdan bir süre zonra kimi kamu kurumlarının internet sistemlerine yönelik küçük çaplı siber saldırılar düzenledi. Söz konusu saldırılar karşısında bazı internet sitelerine erişim bir süre engellenirken, ''hack''leme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
İLK ORGANİZE SALDIRI PERŞEMBE SAAT 18.00'DE
Türkiye'deki kimi kamu kurumlarını hedef alan ilk organize saldırının 9 Haziran Perşembe günü saat 18.00'de (TSİ) gerçekleştirileceğini duyuran Anonymous, eyleme katılmak isteyenlerin bilgisayarlarına bazı yazılımlar indirerek, bu programları aktif hale getirmesini istedi.
Tüm bu gelişmeleri yakından izleyen siber güvenlik uzmanları, söz konusu tehdidin önemine dikkat çekerek, bir çok sitenin ''DDoS'' olarak adlandırılan saldırı ile karşı karşıya kalabileceğini bildirdi.
2007'de nam salan ''DDoS'' saldırı yöntemi ile hedef alınan bir internet sitesinin aynı anda yoğun bir ziyaretçi akınına uğratılarak, web sitesi veya DNS (Alan Adı Sistemi) sunucularının kullanılmaz hale getirildiğini belirten uzmanlar, ''Bu saldırı yöntemi; 50 kişilik bir otobüse 1000 kişinin binmesi gibi birşey'' yorumunda bulundu.
Bu tip saldırılarda amacın, ''bilgi çalmak'' yerine sistemin erişilemez hale getirilmesi olduğunu kaydeden siber güvenlik uzmanları, burada verilmek istenen mesajın ''Bizim internetimize karışırsanız biz de sizin internetinizi kapatırız'' anlamı taşıdığını öne sürdü.
BİLGİSAYARLARI ''ZOMBİ'' HALİNE GETİRİYORLAR
Anonymous grubunun saldırılarda özel bir yöntem kullandığını belirten uzmanlar, ''Klasik DDoS saldırılarında 'zombi' haline getirilmiş bilgisayarlar kullanılırken, bu grup tamamen 'gönüllü zombi' bilgisayarlarla saldırıyor. Gönüllü zombi olabilmeniz için de size bir program yüklettiriyor ve bu programı IRC üzerinden şuraya saldır buraya saldır şeklinde yönlendiriyorlar'' bilgisini verdi.
Siber saldırı sırasında kendi IP adresleri yerine VPN (Sanal Paylaşımlı Ağ) üzerinden IP adreslerini değiştiren grup üyelerinin bu sayede izlerini bazı kişilerin yönlendirmesi ile kendilerine hedefler seçtiklerine dikkat çekti.
TÜRKİYE'DEKİ İNTERNET AĞI ÇÖKEBİLİR
DDoS saldırılarından bir sonraki adımın çeşitli devlet kurumlarına ait telefon ve haberleşme sistemlerini çalışamaz hale getirmek olduğunu kaydeden siber güvenlik uzmanları, daha sonra hedefteki kurumlarda çalışan kişilerin bilgisayarlarına ''phishing'' saldırıları gerçekleştirileceğinin altını çizdi.
''Phishing'' yöntemi ile kullanıcılara e-mail göndererek, bilgisayarlarından erişim sağladıkları banka, kredi kartı bilgi ve şifrelerinin yanı sıra kurumlarına ait kimi özel bilgi ve belgelerin sızdırılmaya çalışılacağını anlatan uzmanlar, böylesi bir durumun yeni bir ''Wikileaks'' olayına kapı açacağına vurgu yaptı.
Eğer gerekli önlemler alınmazsa ciddi bir siber savaşın başlamış olacağını bildiren uzmanlar, kimi hassas hedeflerin saldırıya uğramısı durumunda Türkiye'deki internet ağının bir süre için çökebileceği uyarısında bulundu.
Bu arada Anonymous grubu üyeleri Perşembe günkü saldırıda çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına ait internet sitelerinin yanı sıra siyasi partiler ve kimi medya sitelerini de kendilerine hedef seçtiklerini açıkladı.
SİBER GÜVENLİK UZMANLARINDAN UYARILAR
Anonymous'un bugüne kadar gerçekleştirdiği hacker saldırılarını yakından takip eden Siber Güvenlik Uzmanı Huzeyfe Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hedefteki kurumların kendi bünyelerinde alacağı çeşitli önlemlerin yanı sıra internet servis sağlayıcılarının da ciddi tedbirler alması gerektiğini bildirdi.
Bu tür organize saldırılarda, servis sağlayıcılarının saldırının hedef aldığı web sayfasın yönelik tüm girişimlere anında müdahale edebileceğini anlatan Önal, bunun için saldırı yönteminin çok iyi analiz edilmesi ve engelleme sistemlerinin devreye sokulması gerektiğini anlattı.
Proxy ve benzeri yöntemler ise IP adreslerini değiştirerek saldırıya katılacakların ciddi bir etkiye sahip olmayacağı görüşünü belirten Önal, kendi IP'leri ile eyleme destek verenlerin güvenlik güçleri tarafından kısa sürede tespit edileceğinin altını çizdi.
5 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR
Anonymous'a destek vermek isteyen çok sayıda kişinin, bu grubun internet sitesinden indirdikleri özel programlarla bilgisayarlarını saldırıda kullanılacak birer 'zombi' haline getirdiğini belirten Önal, sözlerine şöyle devam etti:
''Grup üyelerinin Türkiye'ye yönelik bu saldırı planını 'protesto' olarak gören ve gönüllü olarak katılmayı planlayan çok sayıda Türk vatandaşı ile karşılaştık. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus protesto ile 'saldırının farklı şeyler olduğu.
Protesto amaçlı da olsa böylesi bir saldırıya katılanlara, Türk Ceza Kanunu'na (TCK) göre suç işlediklerini hatırlatmak isterim. İnternet sitelerine bu şekilde zarar verenlen, 5 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacaklarını unutmamalı.''
Kaynak: AA
Anonymous Grubu :
Son yıllarda, Türkiye hükümetinin internet üzerindeki kontrolunun ne denli arttığına tanık olduk. Binlerce websitesi ve blog engellenirken, aynı zamanda internet gazetecilerine karşı başlatılan yasal kovuşturmalar devam etmektedir. Hükümet şimdi de 22 Ağustos’ta, internet kullanıcılarının tüm aktivitelerinin kayıt altına alınmasını mümkün haline getirecek olan yeni bir filtreleme sistemi uygulamaya koymak istiyor. Böylesi bir sistemin ne zaman ve nasıl uygulamaya konulacağı hala muğlak olsa da, kesin olan şey hükümetin internet sansürünü bir üst seviyeye çıkardığıdır.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, online sistemleri korumak için 80 kişilik bir ekip kurulduğunu açıkladı.Komutanlığın ismi ise "The National Cybernetic Taskforce" (Ulusal Sibernetik Görevgücü). Bütçesi ise Milyar dolar ile ifade ediliyor.
Netanyahu, İsrail Devletini Sanal Saldırılardan koruyacağına söz verdi. Bunun için bütçenin yanında, endüstri ve akademik alanlardaki çalışmaları destekleyerek, okul seviyesinde eğitimler verileceğini belirtti.
Netanyahu son olarak "İsrail devleti siber dünya ile başa çıkmak için bir merkez olacak" diye ifade etti.
IP ADRESİNİ BULMAK NEREDEYSE İMKANSIZ
''Örneğin Youtube, Dailymotion gibi yurt dışı kaynaklı internet sitelerine yasa dışı bir görüntü yüklemek isteyen bir kişi, bu programlar aracılığıyla, kendisini önce Çin'de, ardından Rusya'da, daha sonra Pakistan'da ve son olarak da ABD'de gösterebilir.
Bu kişinin izini bulmak isteyen uzmanların karşısına son olarak kullandığı proxy adresi üzerinden ABD çıkar. Ancak uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ABD ile yapılacak işbirliğiyle söz konusu siteye bağlantı noktası araştırılırsa, karşılarına bir önceki proxy adresi olan Pakistan çıkacaktır. Bu defa da Pakistan ile işbirliği yapılarak bir önceki ülke bilgisine ulaşılacaktır.
Her ne kadar proxy zincirinin halkaları uluslararası anlaşmalarla takip edilse de kullanılan proxylerin 'bağlantı kayıtları' tutmaması, suça karışan bilgisayarın tespit edilmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. Kimi ülkelerle siber suçlarla mücadele için işbirliği anlaşması olmadığı için 'iz sürme operasyonu' başarısızlıkla sonuçlanıyor.''
Hackerların aynı yöntemi e-mail gönderirken ve hatta Facebook ile Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerine bağlanırken de kullandığını vurgulayan Önal, bu sayede söz konusu internet sitelerinde de izlerini rahatlıkla kaybettirebildiklerinin altını çizdi.
İSTİHBARAT SERVİSLERİNİN ''AVLAMA'' YÖNTEMİ
Dünyadaki bir çok proxy serverlarının bağımsız çalıştığını ifade eden Huzeyfe Önal, kimi proxy adreslerinin ise hackerları ''avlamak'' için başta CIA, FBI ve MI5 gibi istihbarat servisleri tarafından kurulduğuna dair bilgiler olduğunu söyledi.
Bu sayede istihbarat servislerinin siber saldırıları aydınlatmak için önemli bir güç elde ettiğini belirten Önal, son yıllarda kimi hackerların bu yöntemle bir çok uluslararası hackerı yakaladığına işaret etti.
TÜRKİYE İLK KEZ YOUTUBE YASAĞIYLA TANIŞTI
Türkiye'nin proxy ile ilk kez Youtube'a yönelik ''erişim engelleme'' yasağıyla tanıştığını belirten Huzeyfe Önal, siteye ulaşmak için milyonlarca kişinin bu yöntemi kullandığını hatırlattı.
Önal, proxy sayesinde erişeme engellenen sitelere rahatlıkla ulaşmanın bir çok tehlikeyi de beraberinde getirdiğine dikkati çekerek, bu tür yazılımları kullanan kişilerin tüm internet erişim bilgilerinin proxy serverlarının sahipleri tarafından kolaylıkla izlenebildiğinin altını çizdi.
Bu arada internet üzerinde çok sayıda ''sahte proxy'' yazılımları bulunduğunu belirten Önal, bu programları bilgisayarına indiren veya kurmaya çalışan bir çok kişinin, farkında olmadan casus yazılımları da aktif hale getirdiğini anlattı.
Truva atı olarak da bilinen ''trojan''lar ile ele geçirilen bilgisayarların istenilen her türlü siber saldırıda kullanılabileceğini anlatan Önal, hatta bilgisayarlardaki özel verilerin de bu yöntemle ele geçirilebileceğini sözlerine ekledi.
Clinton, gazetecilere yaptığı açıklamada, Amerikan yönetiminin söz konusu suçlara ilişkin rahatsızlık duyduğunu belirtti.
Google, sanal saldırıyla kırılan elektronik posta hesapları sahipleri arasında üst düzey Amerikalı yetkililerin bulunduğunu kaydediyor.
İnternet şirketi dün, aralarında üst düzey ABD yetkilileri, askeri görevliler ve siyasi eylemcilerin bulunduğu yüzlerce kişinin şahsi Gmail hesaplarının saldırıya maruz kaldığını açıklamıştı.
Google, sanal saldırının kaynağını Çin'de bir askeri okula evsahipliği yapan kentte bulduklarını, bu okulun bilgisayarlarının, Google'un sistemine 17 ay önce düzenlenen sanal saldırıyla bağlantısı bulunduğunu ileri sürmüştü.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Clinton, Suriye'de hükümet aleyhtarı protestoculara Şam yönetiminin sert müdahalelerine karşı, dünyanın yeteri kadar birlik olmadığı söyledi.
Clinton ayrıca, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'in meşruiyetinin 'sona ermek üzere' olduğu ifadesini kullandı.
Rapora göre, 2015'te küresel internet trafiği dört katına çıkarak yılda 966 exabyte'a ulaşacak ve 1 zettabyte seviyesine yaklaşacak. Küresel internet trafiğini artıran başlıca dört unsur, artan cihaz sayısı, daha fazla internet kullanımı, artan genişbant hızı, daha fazla video olarak sıralanıyor.
Tabletler, mobil telefonlar, ağa bağlı cihazlar ve akıllı makinelerin sayısı 2015'te 15 milyara ulaşacak. 2010'da PC'ler tüketici internet trafiğinin yüzde 97'sini oluştururken, bu oran 2015'te yüzde 87'ye düşecek. Küresel mobil internet veri trafiği 2010-2015 arasında 26 katına çıkacak.
2015'te 3 milyar internet kullanıcısı olması beklenirken, bu sayı, dünyanın öngörülen nüfusunun yüzde 40'ına denk geliyor. Ortalama sabit genişbant hızının 2010'daki 7 Mbps'nin dört katına çıkarak 2015'te 28 Mbps'ye ulaşması bekleniyor. Ortalama genişbant hızı son bir yılda 3.5 Mbps'den 7 Mbps'ye çıktı.
2010'da ayda yaklaşık 20,2 exabyte olan küresel IP trafiğinin 2015'te ayda 80,5'e çıkması, 2015’teki küresel ortalama IP trafiğinin saniyede 245 terabyte'a (200 milyon insanın her gün aynı anda 1.2 Mbps hızında HD film izlemesine eşdeğer) ulaşması bekleniyor.
Türkiye'nin bağlı bulunduğu Merkezi ve Doğu Avrupa bölgesinde ise IP trafiği 2010'dan 2015'e kadar yıllık yüzde 39 artışla 5 katına çıkacak. Bugüne kadar yapılmış tüm filmlerin gigabyte biriminden karşılığı büyüklüğünde bir trafik, 2015'te her 2 saatte bir bölgedeki IP ağlarından geçecek. Bölgedeki mobil veri trafiği ise 2010 ile 2015 arasında yılda yüzde 111'lik büyümeyle 42 katına çıkacak.